İskele | Yolda manzara | Öğretmen evi |
Boynumda fotoğraf makinemle beni gören bir amca yabancı turist zannetti beni. Durdurup, yavaş yavaş ve yüksek sesle "Kı-zımmm tu-rist mi-sinnn?" dedi. Cevabımı beklemeden heyecanlı heyecanlı eliyle yokuşu işaret ederek "Kal-pa-zan ka-ya" yı tarif etti.
Ben türkçe cevap verince çok şaşırdı adamcağız. Yol ne kadar sürer diye sorduğumda yolu yarıladığımı ama 20 dakika kadar daha yolum olduğunu öğrendim. Demek ki kalpazankaya ya faytonla gitmek lazımmış. Vapur a 1 saatten az vaktim kalmıştı, vapuru kaçırma riskini göze alamadığım için kalpazankayayı bir sonraki ziyarete bıraktım.
İskeleye dönüş | Sait Faik'in evi | Sokak |
Sait Faik'in evinin burada olduğunu ve şu an müze olarak gezilebildiğini okumuştum gelmeden önce. Pazartesi olduğunu için kapalı olduğunu tahmin ettim, en azından dışarıdan görürüm diye düşünerek Sait Faik'in evini bulmak üzere iskeleye geri döndüm.
İskele'yi geçince bir karakol görüp, oradaki polislere sordum. Çok da yakınlarda bir yerdeymiş. Karakolun sokağının sonunda küçük bir meydan ve hemen sağda da bir kilise vardı. Kilisenin karşısındaki çiçek bahçesinin hemen arkasında da Sait Faik'in evi duruyordu. Maalesef tadilat nedeniyle ziyarete kapalıymış. Burgaz Ada'nın çiçekli bahçelerle dolu sokakların keyfini çıkara çıkara iskeleye geri döndüm ve beni Heybeli Ada'ya götürecek vapuru beklemeye başladım.
Burgaz - Heybeli Yolculuğu
0 yorum:
Yorum Gönder