Ne zamandır merak ettiğim Garipçe isimli köy vardı. 23 Nisan günü için bir arkadaşım organizasyonu işini ayarladı ve yaklaşık 15 kişi toplanıp Sarıyer'in Garipçe köyüne, Asmaaltı isimli bir kahvaltı/balık evine kahvaltıya gittik.
Küçük bir yer olduğunu duymuştum Garipçe'nin ama bu kadar küçük olmasını beklemiyordum. Koy en fazla 4 kayık demirlenebilicek büyüklükte, tüm sahile ancak 2 balık lokantası sığabilmiş.. Biz sahilde oturmadık ama anladığım kadarıyla buralardaki balık restaurantlarında da kahvaltı veriliyor..
Asmaaltı köyün girişinde bahçeli bir ev. İşletmesini bu evde oturan karadenizli bir aile yapıyor. Anladığım kadarıyla tüm köy karadenizli.. Kendinizi bir restauranta kahvaltıya gelmiş gibi değil, bir eve misafirliğe gelmiş gibi hissediyorsunuz.. 2004 yılında yaptığımız bir Trabzon-Rize gezisinde karadenizin hem doğasına, hem de insanlarına ve misafirperverliklerine hayran olmuştuk. Aynı duyguları burada da yaşadık.. Hele kocaman bir tencerenin içerisindeki muhlama çok güzel bir sürpriz oldu bizim için.. Kalkmak üzereyken arkadaşım minik kızı için karalahana sarması ısmarladı.. Daha önce tadına bakma fırsatım olmamıştı. Çok lezzetliymiş..
Yemeklerin tadı damağımızda, sohbetin tadı kulağımızda Asmaaltı'ndan ayrılırken yakın bir zamanda bir öğlen vakti karadeniz yemekleri için de gelmeye karar verdik.
Asmaltından ayrılıp sahilde 5 dakikalık bir yürüyüş yaptıktan sonra kaleye çıktık.. Mükemmel bir manzara ile karşılaştık. Sanırım önceden kalenin içi olan bir alana açılan delikler vardı alanda.. Maalesef üstleri kapalı değildi.. Üzerlerine en azından bir ızgara yapılmamasına ve bu güzel alanı tehlikeli bir hale getirmesine üzüldük. Eğer yanınızda çocuk ile gidecekseniz bu deliklere dikkat edin lütfen.
Yukarıda olduğundan çok fazla rüzgar vardı. Birkaç fotoğraf çekip Garipçe'den ayrıldık.. İşte kaleden fotoğraf makinamıza takılan birkaç görüntü..
Aşağıdaki görüntü Garipçe Kulesine ait. Biz sadece uzaktan fotoğrafını çektik.
Sadece asmaaltının olduğu bir fotoğraf çekmemişiz maalesef. Fikriniz olması için internetde bulduğum birkaç görüntüyü ekliyorum..
Sarıyer Belediyesinin web sitesinde Garipçe ile bazı bilgiler buldum..
Efsanelere konu olan Garipçe'ye Gypopolis (Geyer'in Kenti) de denilmekte idi. Garipçe, Harpylerin işkenceleri ile karşı karşıya kalan efsanevi kral Phineus'tan ötürü ün kazanmıştı.
Bir başka söylem ise köyün adının Karibce'den gelmesidir. "Karib" kelimesi Osmanlıca da "yakın, yakında olan, yer ve zamana yakın, soyca yakın" anlamını taşır.
Garipçe Köyünün kayalıklar arasındaki küçük koyda olması, yerleşim alanının yetersiz bulunması, balıkçılık dışında başka bir meslek dalının gelişme göstermemesi nedeni ile "Gariban" dan esinlenerek "Garipçe köy" anlamına gelebilen (Osmanlıca dikkate alınmadan, halk diliyle) "GARİPÇE" denilmiş olabilir. Köyün büyüme ve gelişme gösterememesi, balıkçılık dışında herhangi bir sanatın olmaması garipliği bu tezi doğrular niteliktedir. Osmanlı döneminden beri bu isim kullanılmaktadır.
Garipçe Köy, küçük bir koy ve vadi de kurulmuştur. Köyün sağ tarafı bütünü ile kayalıktır. Gözetleme kulesine ulaşıldığında orman içine girilir. Sol tarafta Garipçe Burnu, Bağlaraltı ve Papazburnu tamamen kayalıktır. Büyükliman tarafına giderken "Gürleyen Kayalar", bir diğer adıyla "Ağlayan Kayalar", yine kayalıklar arasında çok küçük bir koy olan Hamsi Limanı ve Büyükliman burnu (Çalı burnu); Rumelifeneri'ne giderken Garipçe Burnu'ndan Papazburnu'na kadar uzanan yalçın kayalar Garipçe Köyün adının neden Garipçe olduğunu anlatır gibidir. Eski dönemde Büyükliman'ın ismi Ephesiates idi. Bu isim Efeslilerin limanı anlamını taşıyordu. Deniz kıyısından tepelere kadar kayalıklar içerisinde bir sahil şeridi alandır. Büyükliman'a giderken kayalıklar arasındaki küçük koya ise Lykıonlimen deniyordu ki bu ifadenin karşılığı da Hamsilimanı'dır ve halen bu isimle anılmaktadır.
Sarıyer ilçesinin bir köyü olan Garipçe tek değildir. Antalya'nın Korkuteli ilçesinde şirin bir köyün adı Garipçe'dir. Garipçe Köyde hatırı sayılır tarihi zenginlik var. Lanetlenmiş Kral Phmeus'un sarayının kalıntılarına Garipçe Köy ile Papazburnu arasında rastlanmamasına karşın, Bizans ve Osmanlı dönemine ait tarihi eserler vardır. Garipçe Burnu'nda bulunan kale hala kullanılabilir durumdadır. Mükemmel mimarisi olan Garipçe Kalesi, Padişah III. Mustafa (1557-1574) tarafından Macar asıllı Fransız mimar Baron François de Tott'a yaptırıldı. Garipçe'nin tam karşısında ve Anadolu yakasında bulunan Poyraz Köy burnundaki kale Garipçe Kalesinin ikizidir. Garipçe Kalesinin arenasında Osmanlılar döneminde bir cami vardı, zamanla yıkılıp gitti.
Garipçe Köyü Gözetleme Kulesi köyün en yüksek tepesindedir. Hangi tarihte ve kim tarafından yapıldığı tespit edilemedi.
Garipçe Köye bağlı Büyükliman koyunda çok miktarda tarihi eser ve kalıntılar vardır. Antik çağda ve Bizanslılar döneminde yerleşim bölgesi olan Büyükliman Mavramolos'a (Karataş) bağlıydı. Büyükliman'da hala ayakta duran hamam, kilise ve yarı sağlam kale duvarı ve pek çok ev yıkıntıları var. Büyükliman'da Osmanlı döneminde tersane vardı. Tersane ile ilgili herhangi bir kalıntı yok. Ancak, deniz kenarındaki çeşmenin kitabesinden anlaşılıyor ki bu çeşme tersane için Hasan Paşa (Kaptan Gazi) tarafından (Kaptan'ı Derya Cezayirli Gazi Hasan Paşa) yaptırıldı (1199). Soğuksu Çeşmesi (1908), Hacının Suyu (Hacı Süleyman Efendi) Çeşmesi (1910) de tarihi eserlerdendir.
Limanın yanındaki Topçuoğlu Yalısı örnek bir tarihi binadır. Yine köy içindeki Çınar ve Coşkun ailelerine ait binalar da tarihi eserlerdendir. Bu binalar gibi bir iki eski bina tarihi eser olduğu gibi, birkaç tane de taş ev bulunmaktadır.
Köyün yerli halkını kalede görev yapanlar oluşturuyordu. Ancak, 93 harbi (1877 Rusya Harbi) nedeniyle meydana gelen büyük göçle köyün yerli halkının büyük çoğunluğunu Trabzonlular ile Rizeliler oluşturdu.
Garipçe balıkçı köyüdür. Tüm Garipçeliler balıkçılıkla uğraşır. Olta balıkçılığı, küçük ve büyük ağ balıkçılığının her çeşidini yaparlar. Dalyan balıkçılığı da eskiden yapılırdı. Büyükliman dalyanı Garipçe Köy sınırları içindeydi. Bu dalyan şimdi kurulmuyor. Garipçeli balıkçılar, balıkçılığı ağaç ve saç teknelerle yapıyor. Küçük balıkçılar ağaç tekneleri kullanırken büyük balıkçılar saç tekneleri tercih etmekte ve işlerini, her türlü teknolojiyi kullanarak yapmaktadırlar.
0 yorum:
Yorum Gönder